Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Breeding | ||||
Breeding | besi sığırı | beef cattle n. | ||
He began to raise beef cattle. O, besi sığırı yetiştirmeye başladı. More Sentences |
||||
Breeding | besi sığırı | feeder cattle n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Veterinary | ||
Veterinary | aktinomiset bakterisinden elde edilip besi sığırı yeminde katkı maddesi olarak kullanılan geniş spektrumlu bir antibiyotik | monensin n. |
Breeding | ||
Breeding | fransa'ya özgü olup günümüzde abd'de popüler olan, dayanıklı bir besi sığırı ırkı | limousin n. |